Düşündüğünü özgür bir şekilde kimseden korkmadan çekinmeden, özellikle de hükümettin baskısından korkmadan söyleyebilme.Her insanın nefes alma hakkı gibi doğal bir haktır.

Devlet yönetiminde olan karar verici merciler özellikle kendi ideolojilerine zıt bir fikrin savunulmasına şiddetle karşı çıkarlar. Bunu yaparken de ülke selameti arkasına saklanırlar.Amaç her zaman daha fazla iktidarda kalmaktır. Peki fikirlerin ülke selametine karşı bir zarar getirdiğini belirleyen ölçüsü nedir? Tek ölçü halkın oyu ile iktidara gelen yöneticilerin keyfiyetidir.

İnsanoğlu düşünen bir varlıktır. Sürekli yeni fikirler üretip uygulayabilecek kabiliyete sahiptir. Ayrıca her fikirden her zaman daha iyisinin olduğunu tartışmasız bir gerçek olarak kabul edersek,çıkarabileceğimiz akla yatkın tek sonuç ifade özgürlüğü kısıtlanmaz ve eleştirel tartışma ortamına izin verilirse toplumun her daim ilerleyeceğidir . Tabi bu fikirler insani olduğu için her zaman hataları olucaktır. Bu hataları tartışmak eleştirmek de en doğal haklarımızdandır. Bu hakkı bize hükümet vermez fakat onlara göre bunu bize kendileri verir verdiği gibi de alabilir.


Bazen bu ifade özgürlüğü bireyler arasında da kısıtlanmak istenir,insanlar sevmediği fikirlerin konuşulmasına ifade edilmesine karşı dururlar genelde.İfade özgürlüğü herkesin eşit hakkıdır.
Bu hakkımızı ikili ilişkilerde de savunmalıyız,tabi bu hak bizde olduğu gibi herkesindir de. Beğenmediğimiz,şiddetle karşı çıktığımız fikirlerinde ifade edilip konuşulmasına karşı çıkmamalıyız. Zaten fikrimiz sağlam ve güçlü ise karşı tez ile fikrimiz kendini savunabilir. Bir milliyetçi ile sosyalist neden bir arada tartışıp fikirlerini özgürce dile getiremesin? Hiçbir mantıklı nedenini bulamadım. Voltaire’nin bu konudaki şu sözünü hatırlamakta fayda var:”Söylediğin şeyden iğreniyorum fakat senin bunu söyleme hakkını ölümüne savunacağım”.

Fikirleri ancak ve ancak fikirler yenebilir.Baskı ve sansür,fikirleri tarih boyunca hiçbir zaman yenememiştir.Kalem her daim silahtan üstündür.