Ahlak. Bu kelimeyi okuyan her insanın aklına genel bazı kalıplar gelir. Kimi insanlar geleneklerini hatırlar bazıları ise sözlü olmayan kuralları vs. Ahlak, felsefenin en önem verilmesi gereken alt başlıklarından biridir. Direk saf haliyle toplumu düzenler.

Bazı topluluklarda ahlakın ölçütlerini din belirlerken diğerlerinde yasalar belirler. Ana amacı toplumdaki düzeni sağlamak deniliyor. Doğru olabilir, belkide amacı toplumu kalıplar içinde tutup yönetilmesini kolaylaştırmaktır.

Ahlakın din tarafından belirlendiği toplumlarda dinin dogmalığından dolayı bu kurallar sorgulanmaz doğru kabul edilir. Yasaların ahlak kurallarını belirttiği toplumlarda ise bu durum kısmende olsa aşılabiliyor bazen. Küreselleşen dünyaya uyum için bu değişiklikler kaçınılmazdır.

Değişebiliyor, farklı toplumlarda farklılık gösteriyor,ilham kaynakları farklı yani mantık bilimi bunlara dayanarak bize ahlakın sabit bir evrensel yasa olmadığını söylüyor.


Ahlakın göreceliliğinin,ahlak ile benzerliği ikisininde kesin bir yasa olmamasıdır.Kant’ın ödev anlayışında dediği “Evrensel doğrular vardır ve bunlar zaman ve şartlara göre değilmez.” mesela soykırım yapmak,tecavüz etmek gibi fiiller amaç me olursa olsun her toplum,her kültür be her dinde yanlış kabul edilmektedir.

İstisnaları göz önünde bulundurmadığımız zaman elimizde sadece ahlakın göreceliliği kalıyor. Yani bir toplumu düzenlemek ve kargaşayı önlemek için uyulması gerektiği söylenen ahlak kuralları,diğer toplumlarınkilere göre görecelilik gösterir.

Bu göreceliliğe tümden tekile bir bakış açısı ile bakarsak ahlakın göreceliliğini bireye kadar indirgeyebiliriz. Bu yargıyı şöyle açıklamakta fayda görüyorum,”Her bireyin ahlak anlayışı farklıdır”. Her toplumda yanlış kabul edilen yukarda örneğini verdiğim fiilleri saymazsak hiçbir birey ahlaksızlık ile suçlanamaz. Bizim ahlak anlayışımıza uymayan bir hareket başka birilerine göre gayet normal gelebilir. İnsanları sırf ahlak anlayışımıza uymuyorlar diye dışlayıp ahlaksızlıkla suçlayamayız. Buda bir çeşit düşünce özgürlüğüdür ve insanın sahip olduğu en kutsal değer özgürlüğüdür.