Sabahattin Ali, Almanca öğretmenliği yaptığı dönemde İstanbul’dan Ankara’ya gelir. Önceki dönemlerde yazdığı yazılar yüzünden devletin takibindedir. Ankara Garı’na indiğinde bir sivil polisin onu izlediğini fark eder. Takip edilemeye alıştığı için doğruca sivil polisin yanına gider. “Nasıl olsa eve kadar takip edeceksin. Hava da sıcak. Bari şu bavulu da sen taşı.” Der. Polis de hiç bozmadan teklifi kabul eder. Eski birer dost gibi evin yolunu tutarlar.
 

  Sabahattin Ali yazılarından dolayı yargılanan, hapiste yatan, işsizliğe sürüklenen bir yazardır. Geçim sıkıntısı, çaresizlik, mahcupluk her bir yanını sarar. Geçindirmesi gereken bir ailesi olduğu için bir iş aramaya koyulur. O dönemde ne gazetecilik ne de öğretmenlik yapabilir. Ağır vasıta ehliyetinin çok rağbet gördüğü bir zamanda kendine bir kamyon alır. Artık öğretmen bir kamyoncudur. Bir gün yolda kalmış genç bir adamı arabasına alır. Kırıkkale’ye kadar sohbet ederler.  Adam varacağı yere gelince Ali’ye teşekkür eder. Sabahattin Ali ise “Sen benim bavulumu taşıdın, şimdi ben de seni taşıdım” diye cevap verir. Yıllar önce kendisini takip eden polisi tanımıştır.

Başım dağ saçlarım kardır,
Deli rüzgârlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

 Sabahattin Ali resmi baskılardan bunalır, yazdığı hiçbir şey yayımlanmaz. Bunu üzerine biricik ailesinden ayrılıp yurdu terk etmek zorunda kalır. O dönem devletle arası iyi değildir. Asla pasaport alamayacağını bildiği için kaçmaya karar verir. Cezaevinden arkadaşı Berber Hasan onu Ali Ertekin ile tanıştırır. Beraber Bulgaristan sınırından Avrupa’ya gitmeyi planlarlar. Bir kamyon ile yola koyulurlar. Yolda Ali Ertekin’e göre milli duygularını galeyana getirdiği için kitap okurken, kafasına defalarca vurarak öldürür. Talihsiz yazar orada yaşamını yitirir. Kırklareli kendisine mezar olmuştur artık.

Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.

   
 Olaydan sonra Ali Ertekin dört sene hüküm giyer fakat biraz zaman sonra tahliye olur. Ölümünün arkasından birçok iddia ortaya atılmıştır fakat hepsi ölümü kadar acıdır. Hiçbir kuvvet, hiçbir güç bir sanatçıyı böyle susturmamalıdır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır.
 

  Sabahattin Ali’nin mezarı hala yoktur.

 Fotoğraf:t24.com.tr, haberturk.com, bodrumgundem.com