Star Trek dizisi ile ışınlanma kavramı hayatımıza girdi o günden beridir filmlerde, dizilerde ,kitaplarda, bilgisayar oyunlarında... sürekli olarak ışınlanma teknolojisini sürekli olarak görüyoruz peki bu teknoloji bir bilimkurgu fantezi mi yoksa bir gerçek mi ister inanın ister inanmayın bu bir gerçek ışınlanma mümkün bilimsel bir gerçeklik kuantum evreninde gayet mümkün ışınlanma ile ilgili birçok başarılı deneyde yapılıyor, 1990'dan beri. 
Işınlanma nedir? Işınlanma maddeyi, herhangi bir nesneyi enerji konumuna getirmek onu kablo ya da havadan bir şekilde başka bir noktaya aktarmak ve aktarıldığı noktada tekrar enerjiden madde formuna geri çevirmektir. Bir maddeyi bir nesneyi işinlayabilmek cidden çok zor ama imkansız değil. Bugün beni isinlayabiliriz bilimsel olarak mümkün fakat beni gerçekten isinlamak istediğiniz zamam bazı zahmetlerin  altına girmeniz gerekiyor ,öncelikli olarak beni enerjiye çevirmeniz lazım yani moleküllerimi parçalamaniz hatta molekülleri oluşturan atomları parcalamalısınız o atomlari oluşturan parçaları parçalamaniz hatta ve hatta o parçacıkları da fotonlara yani isigin temel birimine çevirmeniz lagzim. Bunun için de size gerçekten çok büyük bir enerji lazım ki insan büyüklüğündeki bir kütleyi enerjiye çevirmeniz için aşağı yukarı bir kaç nükleer santralin ürettiği enerji lazım ;  bu enerjiyi kayıpsız aktarabilecek ,güvenli aktarabilecek imkanizin olması lazım. Zamanın kısa tarihi kitabında yazdığına göre bir insan büyüklüğündeki maddeyi ışınlayabilmemiz  için 1000-1500 kilometre çapında çanak anten lazım. Daha mantıklı düşünelim lazerle aktarım yapalım ,bize burada binlerce mega watt gücünde çok güçlü lazerler lazım ya da lazeri çanağı unuttuk kablo üzerinden gidelim aşağı yukarı saniyede 300 terabyte hızına çıkan kabloya ve modeme ihtiyacınız var . Hadi enerji bulduk, enerji aktaracak sistemi bulduk. Bir sorun daha var siz beni  parçacıklarima ayırırken her birinin yerini de hesaplıyor olmanız lazım çünkü beni öbür tarafta tekrar birleştireceksiniz ve size korkunç bir hesaplama yetenegi lazım dünya üzerindeki bütün bilgisayarları biraraya da getirseniz benim yüzümdeki biri sivilcenin yerini hesaplayabilecek güçte değiller. Süper gelişmiş mega kuantum bilgisayarları yapmayı başardık , elimize de çok bol miktarda enerji var , çok yüksek hızlı aktarım kapasitesi de var o zaman beni ışınlayabilirsiniz.
Fakat kimse böyle bir işle uğraşmak istemiyor, bir insanı isinlamak o kadar maliyetli o kadar zahmetli bir iş ki kimse buna yatırım yapmayacak yapılamadığından değil yapılması fazla zahmetli olduğundan.
Ayrıca canlı bir varlığı ışınlamanın başka sorunları da var burada biraz dini, felsefi itirazlarda giriyor çünkü bu makinede ışınlanmadan önce teorik olarak ölmeniz gerekiyor makinanın öbür tarafında ortaya çıkan ben kendime ben diyebilecek miyim bazı bilim insanlarına göre oradaki de sen olacaksin aynı bilinçte sen olacaksin . Işınlanan kişi aslinda teknik olarak ölüyor öbür noktada ortaya çıkan kişi onun moleküler hatta kuantum seviyesindeki birebir klonu oluyor aslında bu makine bi tür klon makinesi fakat burada orijinal öldürülüyor. Bunu kullanarak kendinizin birebir kolonlarını oluşturabilirsiniz bu açıdan bakıldığı zaman da birsürü problem ortaya çıkıyor yani işin içinde bazı teknik bazı ahlaki bazı felsefi problemler var onları aşabilmiş değiliz.
Bilim dünyasının bugün geliştirmiş olduğu ışınlanma teknolojisi filmlerde dizilerdeki gördüğümüz gibi teknolojik değil günümüzde bilim insanları kuantum dolanıklık ilkesini kullanan bir ışınlanma prensibi üzerine çalışıyorlar zaten buna da kuantum ışınlanması diyorlar. Kuantum dolanıklığı ne olduğunu merak ediyorsanız sayfamızdaki kuantum dolanıklık hakkındaki yazı burdan okuyabilirsiniz, size tavsiyem önce o yazıyı okuyun sonra bu yazıya buradan kaldığımız yerden devam edin .
1996 yılından beri ışınlanma ile ilgili başarılı deneyler yapıldı önce fotonlar ışınlandı sonra atomik seviyesindeki bazi parçalar  hatta geçtiğimiz yıl Çinliler moleküler seviyede ışınlama yapmayı başardılar. Bilim dünyasında yapılan ışınlanma kuantum isinlanmasinda aslında bir madde a ortasından b noktasına yollamıyor a noktasındaki maddenin birebir aynısı birebir orijinali kuantum seviyesindeki birebir kopyası başka bir noktaya dijital yollarla aktariliyor ki günümüzde çin bunu uydular üzerinden yapmaya çalışıyor kuantum ışınlanmasındaki amaç a noktasındaki maddeyi bilgiyi dijitalize etmek ,hiçbir zaman kaybı olmadan başka bir noktaya iletmek. Bu da son derece karmaşık bir kısım daha rahat anlayabilmek için kuantum dolanıklık ilkesi üzerine yazdığımız yazıyı okumanızı tavsiye ederim .
İş yine dönüp dolaşıp askeri teknolojiye geliyor zaten bu işler hep böyledir milyar dolarlık bilimsel işlerin özünde askeri çıkarlar vardır.Bugün kuantum teknolojisinde bu kadar büyük fonlar elde edebilmesini sebebi yine askeri sebepler. 6. Nesil savaş uçakları için hazırlıklar başladı ve bugün 5. Nesil savaş uçaklarında olan 6 Nesil savaş uçaklarında olmayan tek bir şey var o da insan, 6. Nesil Savaş uçaklarında insana yer verilmeyecek çünkü insan bedeni bazı fiziksel sınırlamaları var bugün en gelişmiş savaş uçağı bile maksimum 9G lik manevralar yapabiliyor insan bedeninin kaldırabileceği maksimum G seviyesi, ortalama bir insan bunu da kaldıramıyor. O yüzden günümüzün modern savaş uçakları insan bedeninin dayanım sınırları çerçevesinde manevra yapmaktadır, 6. Nesil savaş uçaklarında insan olmayacağı için çok daha keskin çok daha şiddetli manevralar yapacaklar çok daha yüksek hızlarda çok daha rahat bir şekilde çıkabilecekler burada da mili saniyelerin bile yani çok küçük gecikmelerin bile çok ciddi önemi var o yüzden hem Çin hem Amerika bugün kuantum uydular üzerinde çalışıyorlar veri anlık aktarabilme teknolojisi üzerine çalışıyorlar ve bu başarıldığı zamanda ilk etapta 6. Nesil savaş uçaklarında kullanacak hiçbiri veri kaybolmadan hiçbir 1 milisaniye bile kayıp olmadan anlık olarak savaşın içerisinde katılabilecek.
Işınlanma gerçekten mümkün ama öyle dizilerdeki filmlerdeki gibi değil ve ışınlanma teknolojisine yapılan yatırımlar insanlari bir noktadan bir noktaya gönderebilmek değil. Çok zahmetli hem de ciddi ahlaki ve etik tartışmaları beraberinde getiriyor günümüzde ışınlanma teknolojisine yatırım yapılmasının temel sebebi bilgiyi veriyi isinlayabilmek. Bu arada hiçbir zaman kaybı olmamasini sağlamak , ayrıca mesafenin de hiçbir şekilde olumsuz etkide olmamasını sağlamak. Kuantum dolanıklığında mesafenin etkisi yoktu o yazıyı da 
burdan okuyun lütfen . Bu teknoloji yakın zamanda ilk olarak kendini internete gösterecek bunun dışında askeri anlamda kendini gösterecek çok büyük ihtimalle de ötegezegenlere yıldızlara başka gezegenlere giderken de işimizi kolaylaştıracak.
Işınlanmanın günümüze katılacaklarını neler doğurabileceklerine farklı bir yazıda bu sorulara cevap arayacağız şimdilik görüşmek üzere sağlıkla ve takipte kalin.


Kaynakça