Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Kelimeler, dizilir mısraya dönüşür. Mısralar büyür, şiire dönüşür. Şairin kaleminden sihir damlar satırlara. Öyle kolayına olmaz, bir doğum sancısına benzer şairin fikir sancısı. Kimi zaman düşünürsün aylarca, derde deva tek satır dökemezsin ortaya. An gelir, bir anda hücum ender anlam dalgası şairin gönül sahiline. İşte o an, kalem elinde olmalı. O mana dalgası gelgit misali geri çekiliverince bir daha ne zaman geleceğini kestiremez şair.
Şiiri sevmek, şiirin yazılma serüvenini sevmektir. En büyük hazlarımdan biridir, şiirin arka planını öğrenmek.
Girişte ilk dörtlüğünü verdiğimiz şiir, Atsız'ın Geri Gelen Mektup şiiri. İçinde barınan kalp sancısı, benim gönül telime derinden dokunuvermişti.
Gençliği fikir ve dava yolunda mücadele ile geçen Hüseyin Nihal Atsız, hiçbir kadınla duygusal anlamda bağ kuracak vakit ayıramamıştır kendine. Atandığı okulda bir meslektaşı ilgisini çekene kadar Atsız, kalp dağındaki volkanı aşikar edecek bir gönül bulamamıştır. Çalıştığı okulda bir meslektaşıdır gönül çelen bu güzel. O kadının yeşil gözleri onu etkisi altına alabilmeyi başarmıştır. O ana dek hiçbir kadına ilgisi kaymamışken bu kadına yüreği akmaya başlar. Kendisine her ne kadar karşı koymaya kalkarsa kalksın bu ilgiyi üzerinden atamayan Atsız, en sonunda meslektaşına açılmaya karar verir. Bir şiir kaleme alır ve gizlice o yeşil gözlü hanımın dolabına koyar. Hanımsa mektubu bulduğu anda kimden geldiğini anlar ve zarfı açmaya bile yeltenmeden Atsız’a geri verir. Daha sonradan çıkardığı şiir kitabında Atsız, sözü geçen şiire “Geri Gelen Mektup” adını koyar ve yayınlar.
Çeşitli sanatçılar, bu şiiri seslendirmiştir ama ben Osman Öztunç'un sesinde bulurum şiirin anlamını.
Mektup, utangaç gözlerin sevip de sevdiklerini açıkça söyleyemedikleri mahbuba, gizli kalmaya teşne bir bakıştır aslında. Sahte sosyal medya hesaplarından atılan tacizvari samimiyetsiz sevgi mesajlarına benzemez. Mektup, hayat kadar gerçektir. Hele bir de aracı vasıtasıyla iletilmişse "seviyorum ama seni bizzat kırmaktan da korkuyorum" anlamı taşır. Bazen günlerce cevap beklenir, bu bir bakleme değil bir titremedir. O utangaç aşık, bir cürüm işlemiş olma ihtimali karşısında tir tir titrer. Hele o sevilenin kırılma ihtimali yok mu, ölümden beter acıdır. Son söz yine şairin olsun:
"Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik"
0 Yorumlar