Bursa Erkek Lisesindeki öğrencilik yıllarımda her yılın değişmez konusu Sait Faik'ti. Her edebiyat öğretmeni, konuyu mutlaka ona getirir, onun bir öyküsünü ya bize okutur ya da sınıfta kendisi okurdu. Bu değişmez seremoni, yazarın ilk öyküsü olan İpekli Mendil adlı eserini okulumuzda yatılı öğrenciyken yazmasından kaynaklanıyordu elbette.
Sait Faik, İstanbul Erkek Lisesi'nde de öğrencilik yapmıştı. Herkes bilir ki bir öğrencinin birden fazla lisede öğrencilik yapması yolunda gitmeyen durumların habercisidir. Lakin alışılmadık bu durumun sebebi , lise öğretmenlerim tarafından anlatılmadı, işin aslı ben de kafamdaki soru işaretini beyin kıvrımlarımın arkasında bir yere öteledim. Edebi eserin ortaya çıkışı ve bu edebi ünlülerin hayatlarındaki giz, merakımı gıdıklamaya başlayınca bu işin peşine düştüm ve işte Sait Faik'in Bursa 'ya gelmesine daha doğrusu sürgün edilmesine yol açan şu olaya ulaştım:
Olay, 1925 yılında İstanbul Lisesinde cereyan ediyor. Aralarında Sait Faik'in de olduğu onuncu sınıf öğrencileri öğretmen sandalyesine bir iğne yerleştirir. Öğretmen zili çalınca o sınıfta dersi bulunan Arapça öğretmeni Salih Hoca sınıfa girer.Sandalyeye oturacağı zaman cübbesini iki eliyle düzeltirken eli bir iğneye değer.Bir iğnenin yerleştirildiğini hisseder, sandalyeye oturmaz, deftere imzasını attıktan sonra:
— "Ben bu muameleye layık değildim, sizlere çok teessüf ederim" diyerek sınıfı terk eder. Meseleyi Müdür Besim Bey'e bildirir ve istifasını verir.Müdürün tüm ısrarlarına rağmen istifa kararından vazgeçmez. Olay derhal araştırılmaya başlanır fakat bu işin sorumlusu bir türlü bulunamaz. Bütün bir sınıfın dersleri iptal edilir, öğrenciler teker teker disiplin kuruluna alınıp sorgulanıyur ama hiçbir öğrenci itirafta bulunmaz.
Dönemin büyük gazeteleri, olayı ilk sayfadan verip bu ahlak ve edep yoksunu öğrencilerin derhal cezalandırılmaları gerektiğini, edepten yoksun bilginin ruhsuz bir ceset olduğunu işler. Olayın bu denli dallanıp budaklanması okul idaresini çok zor durumda bırakır.
l925 yılının öğretmenler toplantısı, öğretmenler odasında tam kadro ile yapılır fakat Müdür Besim Bey ortada yoktur. O gün alışılmışın dışında öğretmenlere çay ile bisküvi ikram edilir. Çaylar içilirken odaya müdür ile lisenin disiplin kurulu üyeleri girer. Müdür donuk bir çehre ile şu haberi verir :
— Muhterem hocamız Salih Efendi'ye iğneyi koyan iğneci sınıfın tamamen ihracına karar verdik. Çünkü failini ele vermiyorlar.
Öğretmenler odasında buz gibi bir hava eser.Toplantıda uzunca bir süre adeta ölüm sessizliği olur. Hiçbir öğretmen lehte ve aleyhte bir şey konuşmaz.Ancak İstanbul Lisesi mezunlarından olan genç bir öğretmen söz alır ve der ki:
"Disiplin kurulunun bu korkunç kararını tasvip etmiyorum. Koskoca bir sınıf nasıl ihraç edilir? Bir katilin bile kanun karşısında bir avukatı vardır. Eğer delil bulunmuyorsa suçlu olan idaredir, bulması lazımdır. Bulamazsa bu talebelere ihraç cezası veremez. Hem de bütün bir sınıf, öyle bir sınıf ki lisemizin en değerlileri ile doludur. Düşünelim ki, yarın Salih Hoca'dan ve bizlerden daha üstün hizmetler görecek şahsiyetler, bu sınıftan yetişecektir."
Genç öğretmenin bu cesur itirazına kimse cevap vermez. Herkes adeta donup kalmış, çayından bir yudum bile alamamıştır. Öğretmenler toplantısı dağılır.Sonuçta iğneci sınıf, tamamen ihraç edilir. Bu, sıradan bir ihraç değildir, 43 kişilik sınıfın tamamı sürgün edilir. Sürgün yeri de Bursa Erkek Lisesi'dir. İtiraz eden genç öğretmen de Vefa Lisesi'ne geçici görevle gönderilir.
Aradan epey bir zaman geçer. Salih Hoca'nın sandalyesine iğneyi koyanın başka sınıftan bir öğrenci olduğu ortaya çıkar. Vicdanı onu rahat bırakmaz ki olayı itiraf etmeye mecbur olur. Ancak iş işten çoktan geçmiş, sürgün olan, sürgün edildiği ile kalmıştır.
1925 yılında sürgün edilen bu sınıfta birbirinden ünlü simalar vardır :
228 Sait Efendi : Arkadaşları arasındaki lakabıyla H2O, yani Sulu Sait. Ünlü hikayeci Sait Faik Abasıyanık
697 Rahmi Efendi : Ünlü hekim, politikacı, şair ve akıl hastalıkları uzmanı Dr.Rahmi Duman
748 Saffet Efendi : Ünlü hukukçu Saffet Nezihi Bölükbaşı
725 Feridun Efendi : Ünlü gazeteci ve yazar Hikmet Feridun Es
Sabri Efendi : Türk politika ve diplomasi hayatının unutulmaz isimlerinden, eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil
Sıtkı Efendi : Demokrat parti döneminin ünlü bakanlarından Sıtkı Yırcalı
Ve daha niceleri…
Hepsi, o “iğneci sınıf”ın meşhur “iğneciler”i arasından çıktılar…
Hikmet Feridun ES’in şu sözü çok meşhurdur. “Biz 43 iğneci idik. Fakat sonradan o kadar çok kişi iğneci sınıftan olduğunu iftiharla iddia etti ki, hayret etmemek mümkün değil …”
0 Yorumlar